ArDO: Yes we want Lebanon to be the Switzerland of the East and Beirut the Paris of the East

 

 | HomeArchives  | Links|

 

 Device  Articles  Politics  Language  Pictures  History/Culture  History 
 

Syriacs send their first deputy to Parliament

Tuesday, June 14, 2011

ISTANBUL- Hürriyet Daily News / Vercihan Ziflioğlu

Erol Dora, the first Syriac Christian to enter Parliament in the history of the republic, will carry the expectations of his community on his shoulders. Prominent members of the community hail the success of Dora.

Erol Dora promised to become the voice of the Syriac community, as well as all other ethnicities in the southeastern region. Daily News photo

A Syriac Christian has entered Parliament for the first time in the history of the Turkish Republic following Sunday’s general elections.
Many community members hope Erol Dora, an independent deputy who ran from the southeastern province of Mardin with the backing of the pro-Kurdish Peace and Democracy Party, or BDP, will give a voice to one of Turkey’s least-recognized minorities.
“The Syriac community will be transformed into a more active and dynamic structure, rather than [remaining] an inward-looking community. In short, [the Syriac community] will break out of its own shell,” Şabo Boyacı, a prominent figure in Turkey’s Syriac community, told the Hürriyet Daily News.
Dora’s election to Parliament is highly significant not only for Syriacs but for all minorities in Turkey, Boyacı said, adding that Dora’s success will have a positive effect on the Syriac community. “Minorities’ problems have been ignored for years. The public will now gain awareness of minority issues from the Parliament’s benches,” Boyacı said, calling Dora’s election “an important step in the direction of fraternity, democracy and freedom.”
Dora demonstrated his courage by running with the pro-Kurdish party’s backing, said Turgut Alaca, the president of the Mesopotamia Culture Association, which counts the new deputy as one of its founders. The BDP is a party that entered Parliament through the will of the people, even though the prime minister portrayed it as a “terrorist party,” he added.
“It is said in the Constitution that all citizens of the Turkish Republic are equal. We, on the other hand, cannot even benefit from our citizenship rights, let alone those rights that were granted to us by the Lausanne [Treaty.] Christian minorities can find no work in public institutions,” Alaca said, adding that the Turkish public will become more aware of Syriac Christians’ problems thanks to Dora’s election.

“If I manage to enter Parliament, I will become the voice of the Syriac community, as well as all other ethnicities in the southeast,” Dora told the Daily News before the election.

hurriyetdailynews.com


Kimlik vurgusu yapmayan anayasa istiyoruz'

Video in Turkish

 

Mardin'den milletvekili seçilen Erol Dora seçim sürecini ve beklentilerini NTV'ye anlattı.

12 Haziran'da Mardin'den bağımsız milletvekili seçilen ilk Süryani olan Erol Dora, "Yeni anayasada bir etnik kimliğe vurgu yapmayan, bütün vatandaşların kendisini orada hissedebileceği bir vatandaşlık tanımı olmalı" diye konuştu.

İSTANBUL - 12 Haziran'da yapılan seçimlerde Mardin'den bağımsız milletvekili seçilen Erol Dora, Türkiye'nin ilk Süryani milletvekili oldu.

BDP'nin desteklediği bağımsız adaylardan olan Dora 52 bin 600 oyla seçildi.

NTV canlı yayınına katılan Erol Dora, BDP'nin kendisine teklif yaptığını ve Süryanilerin de  Meclis'te temsilcisi olmasını istedikleri için kendisinin tercih edildiğini belirtti.

Dora, "Bütün toplumlarda olduğu gibi bizim toplumumuzda da farklı görüşte insanlar var. Ben bu kararı verdikten sonra özellikle Avrupa’da çok yankı uyandırdı. Bölgemizde, Midyat'ta, Mardin'de Süryanilerin yaşadığı her yerde olumlu karşılandı" diye konuştu.

Dora, NTV Diyarbakır Temsilcisi Nizamettin Kaplan'ın sorularını yanıtladı:

Bağımsız milletvekilisiniz ama bir süre sonra Meclis'te BDP çatısı altında toplanacaksınız. Meclis'te önceliğiniz ne olacak hangi sorunları öne çıkaracaksınız?

Seçildikten sonra bir araya gelmiş değiliz. Yapılacak görüşmeler neticesinde Meclis'te nasıl bir tavır takınacağımız, kendi aramızda yapacağımız müzakereler sonucunda belli olacaktır. Hedefimiz Türkiye'nin sorunlarının barışçı yollarla, diyalogla, halkların iradesi temelinde çözümlenmesi bağlamında olacaktır. Bizim mücadelemiz hukukun üstünlüğünün Türkiye'de gerçekleşmesi, demokrasi, insan hakları, temel hak ve özgürlükler bağlamında olacaktır. Bir de kimsenin kendini dışlanmış hissetmediği bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kendilerini özgürce ifade edebilecekleri yeni demokratik bir Cumhuriyet’le birlikte iradi birliktelik çerçevesinde yaşamaya yönelik mücadelemiz olacaktır.

Seçim süresince Mardin’deydiniz. Süryani cemaatinin öne çıkan istekleri nelerdi? Vatandaşlar daha çok sizden ne istiyorlardı? Hangi talepler çok fazlaydı? Nasıl bir ilgi vardı?

Bu seçim süresinde biz daha çok kendimizi halka tanıtmaya çalıştık. Buradaki halkın istekleri zaten bellidir. Buradaki halk kendini dışlanmış hissediyor. Temel hak ve özgürlükler konusunda biliyorsunuz çekilen sıkıntılar var, kimlik meseleleri, anadil meseleleri, Süryaniler de kendilerini tarih süreci içinde dışlanmış olarak hissetmişlerdir. Süryanilerde yalnız dini bir topluluk değil. Süryaniler bu bölgede 6500 yıllık tarihleri olan yerli bir halkdır. Dolayısıyla onların da sıkıntıları var.

Mesela şu anda vakıflarla ilgili meseleleri var. Mor Gabriel Manastırı'nın gayrimenkul sorunları var daha doğrusu Lozan’dan kaynaklanan sorunlarımız var. Diğer gayrimüslimler Lozan’ın tanımış olduğu haklardan yararlanmış olmalarına karşın biz fiiliyatta o haklardan yararlanamıyoruz. Dolayısıyla Lozan’ın kapsamında hukuken olmamıza karşın bunlardan yararlanamıyoruz. Bu durumda Süryanilerin sorunlarının çoğalmasında etken bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda göçleri de hızlandırmıştır. Anadilini öğrenemeyen, kendini geliştiremeyen, kültürünü özgürce geliştiremeyen bir toplumda asimilasyona uğrayacaktır ve göç etmek durumunda kalacaktır. Diğer azınlıklarınsa ilkokuldan lise düzeyine kadar kendi anadillerinde eğitim ve öğretimleri var. Bu da onların kendilerini var etmeleri temelinde kendi kültürlerini geliştirmeleri bağlamında olanaklara sahipler. Bizim bu olanaklarımızda yoktu. Bizim bu tür taleplerimiz Lozan’ın bize tanınmış haklarının uygulanmasını talep ediyoruz.

Meclis'te bu gündeme gelecek yani?

Zaten Meclis'e girmeden önce de biz bütün bu istemlerimizi değişik platformlarda dile getiriyorduk umarım bundan sonra daha gür bir sesle bunları gündeme getirebileceğiz.

Sizin Ankara’dan beklentileriniz nelerdir nasıl bir atmosfer bekliyorsunuz? Hükümetin nasıl bir tavır alması söz konusu olabilir, sizin Ankara’dan, hükümetten beklentileriniz nelerdir?

Üç defadır halk AK Parti'ye hükümet olma fırsatını tanımaktadır hatta nitelendirdikleri gibi ustalık dönemine geçmişlerdir. Onlardan beklentimiz hem muhalefetten hem bütün partilerden beklentimiz artık Türkiye'nin sorunlarına gerçekten eğilmek gerekiyor. Başta Kürt sorunu olmak üzere anadilde eğitim, insanların istemleri, halkların sorunları nedir, gerçek anlamda demokratik ve gerçek anlamda bir hukuk devleti olmak bağlamında hükümetin bu konulara ciddiyetle eğilmesi ve bütün kesimlerle görüşmesi lazım.

Yalnız bir partinin kendi başına oluşturacağı örneğin anayasa çok eksik olacaktır. Dolayısıyla bütün Türkiye'yi kucaklayacak, herkesin kendisini o anayasa içinde hissedebileceği, herhangi bir etnik kimliğe vurgu yapmayan, anayasal vatandaşlık temelinde bütün vatandaşların zorunlu vatandaşlıktan gönüllü vatandaşlığa evrilecekleri yeni bir anayasa istiyoruz. Aynı zamanda  Avrupa Birliği ile de müzakereler yapmaktayız. Biz Avrupa Birliği’ne çok önem atfediyoruz ve kendimizi de Avrupa Birliği’nin standartlarına uyarlamamız gerekir dolayısıyla bir an önce Avrupa Birliği’nin de onurlu bir üyesi olma yolunda adımlar atmalıyız. Halklar arasında kırılmaları dikkate alarak bir an önce iradi bir birliktelik temelinde, bütün vatandaşları kucaklayacak yeni bir konseptle, hep birlikte sorunlarımızı çözmeye yönelik çalışmamız gerekir.

Yeni anayasa olmazsa olmazımız dediğiniz bir konu var ?

En önemli konulardan birisi bütün kesimleri rahatsız eden vatandaşlık tanımı vardır. Biz istiyoruz ki bir etnik kimliğe vurgu yapmayan, bütün vatandaşların kendisini orada hissedebileceği bir vatandaşlık tanımı olsun.

Ayrıca zorunlu din dersinin olmaması gerekir. Bütün vatandaşların "bu benim anayasamdır" diyebileceği yeni bir anayasanın hazırlanması gerekir. İster Meclis'te grubu olsun, ister olmasın bütün partiler, muhalefet, iktidar dahil hep bütünleşerek yeni bir konsept çerçevesinde bütün 74 milyonu kapsayacak Türkiye'de barışı inşa edelim ve birlikte yaşayalım. Anadolu halkı örneğin Türk ve Kürtler bağlamında olayı değerlendirecek olursak işte 1000 senedir birlikte yaşıyoruz Birbirimizle evlenmişiz, akrabayız o zaman bunun pratikte de somutlaşması gerekir. Kürtler ne istiyor, Aleviler ne istiyor, Süryanilerin sorunları var. Diğer azınlıkların sorunları var. Çerkezlerin sorunları var. Bunların hepsi bizim vatandaşlarımız. Dolayısıyla bu gönüllü birlikteliği daha da çağdaş bir şekilde anayasal güvencelerle de bunu temin etmeye çalışalım.

Ntvmsnbc / 14 Haziran. 2011 Salı


www.suryoyo-online.org / Online Journal of Syrian Orthodox Church, Syriac Studies and Aramaeans. (Since 1996).

The articles published on this site represent the opinion of their writers and not the opinion of the webmasters.